3 Nisan 2014 Perşembe

Kitap Önerisi: Alaska'nın Peşinde


   John Green'in bir kez daha harikalar yarattığına şahit oldum. Herkes benim gibi düşünmeyebilir fakat Alaska'nın Peşinde, Aynı Yıldızın Altında kitabından daha başarılı olmalıydı. Biraz hakkı yenmiş gibi... Bunu söylüyorum çünkü kitap John Green'in ilk eseri. Muhtemelen içindeki tüm dahiliği esirgemeden kitaba aktardı. Alaska'nın Peşinde'yi okurken hem sonunu öğrenmeyi, hem de bitmemesini istedim.




   Hikaye Miles Halter yani bir erkek tarafından anlatılıyor. Hayatının anlamını yitiren Miles, babasının mezun olduğu yatılı okula, Culver Creek'e yazılıyor. Oda arkadaşı Chip yani Albay'la tanışıyor. Albay dünya üzerindeki tüm ülkeleri bilen, kısa boylu fakat kaslı bir çocuk. Yurtta gezerlerken Albay'ın en yakın arkadaşı Alaska'yı görüyor. Alaska, komik hikayesine gülmeyen çocuk ile tanışıyor. O günden sonra Miles, Alaska'ya aşık oluyor.

   Hikayede Takumi ve Lara isminde yan karakterler var. Takumi Japon, Lara ise Rus. Hemen hemen herkes kitapta kendine ait bir karakter bulabiliyor.

   Spoiler! Alaska yeşil gözlü olduğundan kendimi onun yerine koydum. Fakat kitabın ortasında öldüğünde aniden irkildim. Kitap bittikten sonra iki gün ölümü düşündüm. Spolier!

   Kitabı Miles'ın kabuğundan çıkmasının evrelerini öğrenmek için değil de daha çok Alaska'nın kişiliğini çözümlemek için okudum. O kadar karmaşık ve gizemli biri ki... Hatta Miles'ın bir sözü vardı, ''Eğer insanlar yağmur olsaydı, ben serpinti olurdum, o ise kasırga.'' diyor.

   Gizem ve okul romanlarını sevenlerin bayılarak okuyacağı bir kitap. Mutlaka öneririm. Yazımı Alaska'nın sözlerinden biriyle kapatıyorum...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder